Ayışığının Sırları

Küçük Elif, bir gece ay ışığının odasına doluşunu fark eder. Ancak bu sıradan bir ışık değildir. O ışığın içinde gizlenen bir dost, Elif’e uykusuz gecelerin ardındaki sırrı gösterecektir: huzuru kendi kalbinde bulmak.

Elif, uykusunu bir türlü bulamayan bir çocuktu. Her gece yastığına başını koyduğunda, aklında sayısız düşünce dolaşırdı; okulda söylediği bir söz, ertesi gün giyeceği elbise, hatta yarın sabah kuşların öterken annesinin seslenişi…
Ama o gece farklıydı.

Penceresinden sızan ay ışığı, odasının duvarlarında dans ediyor, sanki Elif’i çağırıyordu. Yavaşça doğruldu. Gümüş gibi parlayan o ışık, halının ortasında bir göl gibi toplanmıştı. Elif çıplak ayakla yaklaştı. Işığa dokunduğunda, birdenbire odası sanki buharlaşıp gitmiş gibi oldu.

Kendini bulutların üstünde buldu. Ay kocaman, pırıl pırıl ve neredeyse elini uzatsa dokunacak kadar yakındı. Tam karşısında ise, uzun beyaz saçlı bir kadın duruyordu. Gözleri yıldız gibi parlıyordu.
“Ben Ayışığı Perisi Luna’yım,” dedi kadın gülümseyerek. “Senin uykun bana emanet edilmiş, küçük Elif.”

Elif şaşkınlıkla sordu:
“Benim uykum neden sana emanet edildi ki?”

Luna, ayın etrafında süzülen parıltılara baktı.
“Çünkü senin kalbin çok sesli. Her düşüncen bir yıldız gibi parlıyor ama hepsi aynı anda konuşunca gökyüzü huzur bulamıyor. Ben seni sessizliğin melodisini bulmaya getirdim.”

Birlikte yürümeye başladılar. Yıldızların yolu boyunca geçtiler; her adımda Elif’in içindeki bir ses susuyordu. Bir süre sonra dev bir gölün kıyısına geldiler. Gölün yüzeyinde ayın yansıması vardı. Fakat yansıma titriyordu, sanki dalgalar arasında kaybolmuştu.

Luna eğildi.
“İşte bu senin zihnin,” dedi. “Ne kadar dalgalanırsa, o kadar bulanık olur. Hadi, şimdi sadece nefes al. Yavaşça.”

Elif gözlerini kapadı. Göl sakinleşti. Artık suyun içinde ay net bir şekilde görünüyordu. O an, Elif’in kalbinde bir sıcaklık hissetti. Korkuları, gürültüleri, düşünceleri bir bir uzaklaştı. Geriye sadece huzur kalmıştı.

“Artık biliyorsun,” dedi Luna. “Uyku, bir ışığın içinde saklanmaz. O kalbini susturduğunda gelir.”

Bir anda, hafif bir rüzgâr esti. Elif’in saçları uçuştu. Gözlerini açtığında yeniden yatağındaydı. Penceresinden ay ışığı süzülüyordu, ama artık ona yabancı değildi.
Bir fısıltı duydu: “Her gece, sadece kalbini dinle.”

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Zümrüt Ormanının Sırlı Masalı

Elif gülümsedi. Battaniyesini çekti, derin bir nefes aldı. Artık ne yarını, ne dünü düşünüyordu. O anda sadece huzur vardı.
Ve o gece, Elif ilk kez yıldızların altında, gerçekten huzurlu bir uykuya daldı.

O günden sonra, her uyuyamadığında pencereden dışarı baktı. Ay orada olduğu sürece, uykusunun da onu bulacağını biliyordu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu